10 Nisan 2012 Salı

9 NİSAN - Ah Nezahat Abla Ah




Yanıma oturdun.
Saatlerce şikayetlendin havadan.
Sonra telefonuma baktın.
Ben radyoda frekans değiştirdikçe baktın.
Sonra kulaklıklarımı çıkarttırıp; "Benim de telefondaki saatimi seninki gibi kocaman yapsana" dedin.
Yapmaya çalıştım, olmayınca, uzaklaşıp soğudun benden.
Tem'in ortasında manasızca;"Bu Taksim'e mi gidiyo" dedin.
Bu kadar birbirimize alışmışken aniden önümüzde yer boşalınca başka yere geçtin.
Ben o sarımsaklı çorba kokusuna bile burnumla zıtlaşmak pahasına sine cektim.
Ansızın gittin Nezahat Abla. 145T'de Halil Sezai gibiyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder